Ertuğrul Özkök | Silivri’den gelen şaşırtıcı mektup: “Memleket” şiirini Meclis’te ilk kim okudu biliyor musunuz? Hem de İbranice…

Geçen hafta sonu Silivri’den bir mektup aldım.

“Sevgili Ertuğrul Özkök” diye başlıyor.

Benim geçtiğimiz günlerde yazdığım iki yazı ile ilgili bir mektup.

2006 yılında Başbakan Erdoğan’ın 12 aydın ve gazeteci ile yaptığı toplantı ile ilgili yazılarım çok ilgi çekti.

Gelen mektup, işte o toplantıda, masada, Erdoğan’ın tam karşısındaki köşede oturan kişiydi.

Yani 7 yıldır Silivri cezaevinde yatan Osman Kavala’dan…

Mektubu aynen aktarıyorum…

Adalet Hanım’dan o şiiri Sayın Başbakan’a önermesini ben istedim  

“Sayın Ertuğrul Özkök

20 yıl önceki toplantıyı hatırlatan yazınız o günleri aklıma getirdi, beni derin derin düşündürdü.

Toplantıdan önce Adalet Hanım’dan Cahit Sıtkı Tarancı’nın çok sevdiğim ‘Memleket İsterim’ şiirini Diyarbakır’da okuması için Sayın Başbakan’a önermesini rica etmiştim. Adalet Hanım da şiiri bildiğinden hemen kabul etti, Başbakan da, yazdığınız gibi, olumlu karşılık verdi ve Diyarbakır’da şiiri okudu.”

Bu mektuptan öğreniyoruz ki, o gün o toplantıda Başbakan Erdoğan’a “Memleket İsterim” şiirini önerme fikri bugün, 7 yıldır Silivri’de yatan Osman Kavala’dan gelmiş.

Asıl bilgi: O şiiri TBMM’de ilk İsrail Cumhurbaşkanı İbranice okumuş 

Mektup burada bitmiyor.

Bundan sonraki bölümde, “Memleket İsterim” şiiri ile ilgili çok ilginç ve şaşırtıcı  bir bilgi var.

Mektubun o bölümünü de aynen aktarıyorum:

“Bundan ilham almış olmalı, Şimon Peres (Szymon Perski) ülkemizi ziyaretinde 2007 yılında Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde yaptığı konuşma sırasında İbranice çevirisini okumuştu.

Şiirin mesajı her daim her memleket için geçerli.

Hatırlattığınız için çok teşekkürler.

Selamlar ve sevgiler,

Osman”


İsrail’in eski Cumhurbaşkanı Şimon Peres, TBMM’de ilk konuşan İsrail Devlet Başkanı olmuştu

13 Kasım 2007 günü o salonda kimler vardı? 

O günü hatırlıyorum.

13 Kasım 2007 günüydü.

Tarihi bir gündü.

İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres ile Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin ortak oturumuna katılmış ve İngilizce konuşma yapmıştı.

Şimon Peres konuşmasını şu cümleyle bitirmişti: “Tanrı dostluğumuzu daim etsin…” 

O sırada TBMM salonunda Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Tayyip Erdoğan vardı ve Peres her ikisi ile de tokalaşmıştı.


Dönemin İsrail Cumhurbaşkanı Peres ve dönemin Başbakanı Erdoğan, TBMM’de

Şimon Peres, TBMM’de bakın o gün neler demiş…

Gerçekten de dün Meclis zabıtlarına girdim ve o günkü oturumun kayıtlarına baktım.

TBMM tutanaklarından aktarıyorum.

O gün Şimon Peres aynen şöyle demiş:

“Ekselansları, ülkenizin şanlı geçmişinin büyük geleceği için sadece bir önsöz teşkil ettiğini düşünüyorum. Yahudi halkı ile Filistin halkının tarihlerinin de barış içindeki İsrail devleti, Filistin devleti ve tüm bölge için parlak bir geleceğe işaret ettiğine inanıyorum. Gerçek dostluk, azim ve kararlılıkla, Doğu Akdeniz havzasındaki halklar, dinler ve toplumlar arasındaki uzlaşma, kardeşlik ve ortaklık için çalışacağız. Büyük Türk şairi Cahit Sıtkı Tarancı’nın samimi sözlerini çok severim:

‘Memleket isterim Gök mavi, dal yeşil, tarla sarı olsun; Kuşların, çiçeklerin diyarı olsun.

Memleket isterim Ne başta dert ne gönülde hasret olsun; Kardeş kavgasına bir nihayet olsun.

Memleket isterim Ne zengin fakir ne sen ben farkı olsun;

Kış günü herkesin evi barkı olsun.

Memleket isterim Yaşamak, sevmek gibi gönülden olsun;

Olursa bir şikâyet ölümden olsun.’

Türkiye, İsrail ve bütün bölge halkları arasındaki dostluk anlaşması çok yaşasın!

Tanrı dostluğumuzu daim etsin!

Teşekkür ediyorum. Sağlıklı ve güçlü kalın.” 

“Memleket İsterim” şiirini bu memlekette kimler seviyormuş?

Kavala’nın mektubunu defalarca okudum.

Bana göre, Türkiye’de herkesin dikkatle okuması gereken bir mektup.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin PKK’nın “kurucu önderi” Abdullah Öcalan’a gönderdiği bir şiir, bakın bu ülkede ve bu coğrafyada kimleri birbirine bağlıyor.

(*) Cahit Sıtkı Tarancı’nın “Memleket İsterim” şiirini, hem Başbakan Erdoğan, hem MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, hem solcu yazarımız Adalet Ağaoğlu, hem Silivri’deki Osman Kavala, hem de onun hapis yattığı cezaevinden kuş uçuşu 68 km uzaktaki İmralı’da hapis yatan Abdullah Öcalan, hem de İsrail’in Cumhurbaşkanı Şimon Peres seviyor.

Eminim şu an hapisteki seçilmiş belediye başkanları da seviyor  

Eminim 19 Mart operasyonu ile hapise atılan İstanbul’un seçilmiş Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu da aynı şiiri seviyor. İmamoğlu’nun yattığı Silivri’den 185 km ötedeki Edirne Cezaevi’nden yatan Selahattin Demirtaş da aynı “Memleket İsterim” şiirini seviyor.

Eminim Adana, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanları; Esenyurt, Beykoz, Beyoğlu, Beylikdüzü belediye başkanları da aynı şiiri seviyor.

Fatih Altaylı, Can Atalay, Gezi mahkumları Ayşe Barım, Çiğdem Mater de aynı “Memleket İsterim” şiirini seviyor. 

Bahçeli’nin Öcalan’a gönderdiği bir şiir hayatımızda neleri tetikledi?

Bakın Sayın Devlet Bahçeli’nin Öcalan’a gönderdiği bir şiir neleri tetikledi…

O şiir sayesinde bugün hapiste olanlar ile onları hapise gönderenlerin bundan 20 yıl önce aynı masalara oturabildiğini, aynı şiiri birbirlerine okuyabildiklerini, birbirlerine “sayın” diye hitap edebildiklerini, onların isteği üzerine bu şiiri Diyarbakır’da halka okuyabildiklerini öğrendik.

O şiir sayesinde bundan 18 yıl önce, bugün kanlı bıçaklı olduğunuz İsrail’in Cumhurbaşkanı’nın TBMM’de bu şiiri okuyabildiğini hatırladık.

Ne oldu da aynı memleketi isteyen bizler aynı memlekette böyle kutuplaştık?

Peki o zaman şu soruyu samimimi olarak sormanın vee samimi olarak cevabını vermenin zamanı gelmedi mi…

Aynı memleketi istiyorduk, aynı memleketi seviyorduk da…

Ne oldu da biz bu hale geldik?

Ne oldu da aynı masalarda oturabildiğimiz aydınlar, aynı şiirleri okuduğumuz siyasetçiler 7-8 yıldır hapiste?

Ne oldu da 20 yıl önce Erdoğan’la aynı masaya oturan aydınlar ve arkadaşları şimdi hapiste?

Ne oldu da, 90’lı yıllarda Avrupa Birliği’ne tam üyelik müzakereleri sırasında “demokrasinin en kuvvetli taşları” olarak gördüğümüz ve güçlendirdiğimiz yerel yönetimlerin, daha 1,5 yıl önce seçilmiş başkanlarını sabah 6’da evine baskınlarla alıp, 5 aydır iddianamesi bile yazılamayan boş dosyalarla hapiste tutuyoruz?..

Yoksa hepimizin okuduğu şiir aynı şiir, sevdiği memleket aynı memleket değil mi?

Yoksa hepimiz aynı şiiri okumuyor muyuz…

Hepimizin sevdiği “memleket” aynı memleket değil mi…

O günlerde hepimiz bu memleketi yöneten “sistemi” seviyorduk da…

O sistem bir “rejime” dönüşünce bizim sevdiğimiz memleket olmaktan çıktı mı?.. 

Sayın Bahçeli, iki adım yetmez; üçüncü, dördüncü adımı da atınız…

Son sözümü, “Memleket İsterim” şiirini 20 yıl sonra yeniden tedavüle sokan Sayın Devlet Bahçeli’ye söylemek istiyorum:

Sayın Genel Başkan, güzel bir gelişmeyi başlattınız.

Şimdi ikinci adımı Alevi açılımı ile atacağınız söyleniyor.

Bence üçüncü adım ‘adalet’ olmalı.

Ülkenin seçilmiş belediye başkanlarına, siyasetçilerine reva görülen bu uygulamaları derhal sona erdirecek, adil, tutuksuz ve siyasetin hegemonyasından kurtulmuş savcı ve hakimlerle yargılanmalarının yolunu açacak bir adım bekliyoruz.

Hepimiz, cebimizde taşıdığımız TC kimliği ile iftihar etmek istiyoruz

Bugünkü siyasi dengede bunu yapabilecek tek insan sizsiniz.

Lütfen atın bu adımları ve bu ülkeyi o şiirdeki “hepimizin istediği memlekete” çevirin tekrar.

Hepimiz öyle bir “memleket istiyoruz ki…”

Artık hepimiz iftihar edelim cebimizde taşıdığımız T.C. kimliği ile…

Related Posts

Artvin Off-Road Yarışında Kaza

Erzurum Macera Offroad takımı, Artvin’deki yarışta devrilen araçtan yara almadan kurtuldu.

Nesrin Cavadzade’den şaşırtan espri: Genç erkeklerin kanını içiyorum

Son dönemde adından söz ettiren oyuncu Nesrin Cavadzade, bir süre önce Sandık Kokusu dizisindeki rol arkadaşı Pamir Pekin ile kısa bir ilişki yaşamıştı. Ayrılık iddialarının ardından tek başına tatil yapmak için Mısır’a giden Cavadzade, İstanbul’a dönüşünde gazetecilerle sohbet etti. Oyuncu, genç kalma sırrı sorulduğunda ise esprili bir şekilde, “Genç erkeklerin kanını içiyorum” yanıtını verdi.

Hatun parmağı, Antep karası ve Karnalin hasadı başladı: Rekolte yarı yarıya düştü

Türkiye’nin önemli üzüm üretim bölgelerinden Gaziantep’in İslahiye ilçesinde 50 bin dekar alanda üzüm hasadına başlandı.

Yürüyen merdivenlerde taciz iddiası! Sapığın savunması çıldırttı

İstanbul’da metroda yürüyen merdivenlerde bir kadın, arkasındaki erkeğin tacizine uğradığını iddia ederek o anları kayda aldı. Şüphelinin “Tutunacak yer yoktu, yanlışlıkla dokundum” savunması görenleri çileden çıkardı. Kadın metro durağında “Sapık” diye bağırırken çevredekilerin duruma müdahale etmemesi dikkat çekti.

Dev balık ağlara takıldı: 1.000 kişiyi doyuracak

Balıkçıların ağlarına takılan dev orkinos görenleri hayrete düşürdü. Adeta servet karşılığında satılan balık, bin kişiye yetecek porsiyon çıkarabilecek büyüklükte…

Emekli Komutanlara Veda Yemeği Düzenlendi

Yüksek Askeri Şüra kararları gereği emekliye ayrılan Korgeneral Veli Tarakcı ve Tuğgeneral Abdullah Katırcı için Erzincan’da veda yemeği düzenlendi. Vali Hamza Aydoğdu, emekli komutanlara sağlıklı ve huzurlu bir emeklilik diledi.